



























historywooden old carold Anatolian carpetwheel separately.on the carpetpbr material
Divan-i Lugati't-Türk'te Kaŋlı (Kanglı) sözcüğü ağır yük arabası olarak tanımlanır. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde Anaṭoli vilāyetiŋdeki gibi iki tekerlekli kaŋlı (قاكلى) arabalar ile yük taşırlar cümlesi yer almaktadır. Lehçe-i Osmani'de ise Ḳaŋ (قاك) kelimesi Tekerlek ve onun gibi müdevver şey, tabla. Sabıkta canilerin boğazına geçirdikleri ağır tomruk şeklinde izah edilmişir.[1]
Ayrıca “Cansızı çeksin canlılar Kanga ile / Adınız Kangalug olsun, belginiz de araba”[2] cümleleri ile Oğuz Kağan Destanı'nda kağnının icadından söz edilirken Kanglı boyu ile bir ilgi kurulmuştur...............................Kağnılar; teker, kağnı evi ve boyunduruk olarak 3 parçadan meydana gelir. Tekerlekler ay biçimi 2 tahta ile bunların arasında bir göbekten ibarettir. Tekerin çerçevesine 1 cm kalınlığında 2–3 cm genişliğinde demir çember kızdırılarak geçirilir. Böylece tahta tekerleğin kısa zamanda parçalanıp elden çıkması önlenmiş olur. Tekerlekleri birleştiren dingil üzerine oklar ve bu okların üzerine de kağnı evi tabir edilen kısım oturtulurdu. Boyunduruk ise hayvana kayışla bağlanan kısımdır.
Kağnıyı idare eden kimse ayakta veya oturarak, elindeki 2 metre boyundaki meses veya üvendeire adı verilen ucu nodullu (sivri demir) değnekle öküzlere yön verir. Boyundurukta dört adet ucunda ip veya kayış bağlı zelve olur. Bir de ısınmayı ve dönerin yanmasını önlemek için kağlağı denen bir kap olur, içinde ise yağ ve kayısı çekirdeği ezmesi olur
................................Kağnı Kelimesinin Sözlük Anlamı Nedir?
Kağnı arabası: Önüne manda ya da öküz sürülerek kullanılan eski ve ilkel araba.Kağnı gibi gitmek: Çok ağır hareket etmek, yavaşça gitmek.Kağnı mazısı: Kağnı arabasının iki tekerleğini bağlayan, tekerleklerle birlikte dönen, yontulmuş kütük parçası.Kağnıyla tavşan avına çıkmak: Bir işin tamamlanmaması için bahane uydurmak, ayak sürümek.....................................